Vesveseyi yenmek

Salik (Tanrı Yolcusu), vesveseyi bırakmalı, Allah'ın Vahdaniyetini (Birliğini) düşünmeli.

Tanrı Yolcusuna, ikide bir vesvese gelir. Süfli kuvvetler, O'nu yolundan etmek isterler. "Yola girmişlerle çok uğraşırlar".

   Ancak hâlis, idealist Müslüman, dış âlemde olduğu gibi; iç âlemdeki bu süfli (alçak, şer) kuvvetlerle de yılmadan mücadele eder. Onları yener. Üstünlüğü belli oluncaya kadar... Tanrı, insanı böyle yaratmıştır.

   Vesvesenin, Tanrı Yolcusuyla sık sık uğraşması, O insanın _"**doğru yolda olduğunun"**_ delilidir. Bu duruma kızmamak, aksine (bir bakıma) sevinmek lazımdır. Çünkü **_"Meyveli ağaca taş atılır'\*. İnsan, her an kontrol altındadır ve imtihan edilmektedir_**_._

İmtihan edilmeden, "Ebedî Hayatı" kazanmak imkânı yoktur!..

Bu böyle olmakla beraber; Tanrı Yolcusu, vesveseyi bırakmalıdır. Yani onun, insanı yenmesine müsaade edilmemelidir. Vesveseyi, şüphe ve şeytani hatıralar ile çirkin suretleri kafadan atmak lazımdır.

Bunun, türlü yollan vardır. En etkilisi, Tanrı'nın Birliği'ni tefekkür (düşünmek) etmektir. Bir de "sabırlı" olmaktır. Sabredince geçer.

Vesveseden korunmak lazımdır. Korkulursa, insanı yener!

Yol büyüklerinin Kutsal Ruhlarına "Fatiha" okuyup, istimdad (yardım) istenilir. Tanrı'nın izni ile O büyüklerin duası, insana bir imdattır. Bir Azizin, insana "imdat ve hizmeti", O'na dua etmesidir. Onların duası, Tanrı katında makbul olduğundan; insan maddi-Mânevi türlü felâketlerden kurtulabilir.

Peygamberlerin ve Velilerin (Onlara selâm olsun) şefaat ve himmeti bu anlamadır.

Nitekim Tanrı, "Kendisinin ve Meleklerinin bize dua ettiğini bildirdiği gibi; Peygamberimize (a.s.v.), bize dua etmesini ve Peygamberin (a.s.v.) duasının, bize bir "sekine (korunak) olduğunu" bildirmektedir.(128)

(128) Bkz.Kur'an-ı Kerim, Tevbe-26, Fetih-26.Ayetler

Paylaş: