Soru: Ölüm nedir?

Kazım Yardımcı: Ölüm biyolojiktir. Hayvan nasıl ölürse, insan da öyle ölür. Ruh çıkmakla insan ölmez. İnsan, öldüğü için Ruh çıkar. Çünkü. Ruh için ölüm denilen şey düşünülemez

“İnsana ruhumdan üfürdüm” (Sad, 72).

Ruh ölmediği gibi, uyumaz da. Rüya, Ruhun iç Âlemdeki görüşleridir. Ruh diri olduğundan, O daima çevresinde bir şeyler görür. Bu görüş, Onun o andaki bulunduğu makam ve mertebesine göredir İnsanın ölümü de hayvanlardaki gibi biyolojik ölümdür. Ölüm bedenin hastalanması veya şiddetli parçalanması ile kalbin durup, çalışmaması ve bu suretle de kan dolaşımının inkıtaa uğramasıdır. Kan dolaşımı yapamayan bedenin, artık canlılığını devam ettirmek olanağı kalmaz.

Ölmüş insan bedeninden, kutsal emanet olan Ruh, varlığın özü ve kaynağı olan Tanrı’ya döner -çekilir.

Beden ampul gibidir. Ampul, bozulur veya kırılırsa, elektrik artık kendini göstermez. Ancak ampulün bozulması veya parçalanması, elektriğin varlığını yok edemez. Kabloda elektrik yine vardır, fakat gizlenmiştir. Ruh ve Nur da bunun gibi, hem gizli, hem açıktır. İsterse Tanrı’nın izni ile belirir, etkiler. İsterse gizlenir, sır olur. Nitekim, Tanrı Kur’an’da “Allahü nurussemavati vel ard – Tanrı, Göklerin ve yerin Nur’udur - ışığıdır.” (Nur,35) âyeti ile bu gerçeği açıklamış, elektriğin icadı ile de yer yuvarlağında Nur olduğu kesinlikle anlaşılmıştır. Güneş, Ay ve Yıldızlar da Tanrı’nın beliren Nurlarıdır.

Tanrı bu âlemi (Nasut - madde âlemini) yaratmayı dileyince, Hellak –Büyük Yaratıcı – adıyla Güneşi, Lahut - Ulûhiyet- Nurundan yaratmış ve Onu madde âlemine hesap ve nizam ile göndermiştir. Güneş, kendi etrafında sağdan sola hızla dönen, büyük bir Nur parçasıdır. O her an Tanrı’nın Mecid –yenileyen- adıyla tazelenir. Çünkü Güneş ve bütün nesneler, varlığın kaynağı olan Tanrı’nın Zât Nurunda, her an yok olur ve tekrar var olurlar. Med-cezir olayı gibi. Nesneler, her an varlığın özü, sınırsız Nur olan Mutlak Varlığa çekilir, geri uzanır.

“Kaf vel Kur’anil mecid - Tazelenen Kur’an” (Kaf,1) denilmiştir. İç ve dış âlem bu sırla her an tazelenir, olgunlaşır. Bu olgunlaşma sonsuza doğru uzar gider. Ampulden ışık neşreden elektrik salisede yüzlerce defa yok olup, tekrar var olmaktadır. Ancak bu hızlı yok ve var oluş olayında aydınlık karanlığa hâkim olduğundan, biz onu aydınlık görürüz. Yoksa, yok olduğu zaman, o da aynen karanlıktır. Bu hızlı olayda farkına varamayız. Buna benzer daha bir çok örnekler düşünülebilir.

Kur’an’da, “Rabbın, Güneşi gölgeye delil etti” (Furkan, 45) Güneşte, bütün madenlerin aslı da vardır. Daha da dünyanın ve yıldızların alamadığı bir çok bilinmeyen madenler vardır. Biyolojik âlem de, Güneşten aldığı enerji, ışık, ısı,ve madenlerle meydana gelir. Yıldızlar ve Ay, ondan kitle halinde ayrılmış, kendi etraflarında hep sağdan sola dönmekle beraber, onun etrafında da dönerler. Hepsi bir hesap ve nizama dayanır. Güneşten de ayrıca faydalanırlar. Meyveleri Güneş oldurur, tadını Ay ve Yıldızlar verir.

Ekseri bakır ve altın madenleri vardır. Su, ırmak ve deniz bulunmaktadır. Nebat olup, nebatları dünyanınkine benzemez. Meyveler henüz gelişmemiş, iptidai durumda, nasıl yaratılmış ise halen öyledir. İnsan ve hayvan olmayıp, pamuk, keten v.s. ye benzer elbiselik kumaşlık bitkiler vardır. Fazla dayanlıklıdırlar. İnşallah Tanrı izin verir ve insanoğlu kıyamet kopmadan bu yıldızı bulmak olanağına kavuşur.

Adıyaman’da “pembe Muhammediye gülü” Bizden evvel bazı Tasavvufçular, şifa olan bitkilerden bahsetmiştir. Biz de, bu gün insanlığa çaresiz kaldığı kanser hastalığına kesin şifa verecek bir bitkiden söz edeceğiz. Bu bitki, memleketimiz olan Adıyaman’da “pembe Muhammediye gülü” diye bilinen bir gülün tohumudur. Bu gülün tohumu, kırmızı ve üzüm büyüklüğünde, bir kırmızı kapsül içerisindedir. Hiçbir yan tesiri yoktur. Memleketimizde bunun reçeli bile yapılır. Çekirdeğin içinde, kahverengi ve ışık neşreden katı bir mayi vardır. Bu tohumun kansere faydası kesindir. Kardeşim Abdülkadir Yardımcı vasıtası ile, ilgili mercilere durum bildirilmiştir. Tahlil neticesi inşallah müsbet olacak ve insanlık fayda görecektir.

SORU:Olgun insan kimdir?

Kazım Yardımcı: Olgun İnsan, ipek gibi temiz ve ipek kumaşının niteliğini taşır. İpek kumaş yanınca dağılmaz. Lüks lambasının gömleği bunun örneğidir. Olgun İnsanın Ruhu, lüks lambasının yanan gömleği gibidir. O’nun Ruhu ve nefsi, Tanrı’nın Zât nurunda tamamen istihlak ve ifna -yokun ötesinde bir yokluk – olmuştur.

Adıyaman''da Olay gazetesinde 3 bölüm halinde yayınlanan Sayın Bülent SÜRGEÇ''İN yazısından bir bölüm: KAZIM BABA-3

Paylaş: