Razı olmak

Salik, Tanrı'nın her türlü (maddi-Mânevi) hükümlerine boyun eğip razı olacak.

Tanrı Yolcusu Müslüman kişi, Tanrı'nın her türlü hükmünü kabul edecek. Kutsal Kitap Kur'an-ı Kerim'de ,Tanrı'nın hükmü olan tüm emirlerini kabullenecek.

Kur'an ne buyuruyorsa, olduğu gibi; tartışmasız kabul edecektir. Tanrı ne söylemişse doğru söylemiştir. Adaletlidir ve hikmetleri vardır. Yani her hükmün (emirlerinin) mutlaka bir nedeni vardır. O neden, doğaldır ve güzeldir. İbrahim Hakkı hazretlerinin;

"Mevlâ görelim neyler,

Neylerse güzel eyler!.."

Dediği gibi; Tanrı Yolcusu, Yüce Rabbina hüsn-ü zan (iyimserlik) edecektir.

Yüce Peygamberimiz (a.s.v.), "Dünyada rahatlık yok"(117)

Buyurmuşlardır.

Dünya fânidir (geçicidir). Geçicinin rahatlığı nedir ki zaten... Bu dünyada rahatlık arayan, bir türlü bulamayacaktır. Aslında dünyanın rahatlığı hile, bir çeşit rahatsızlıktır. Buzun içinde sinsi hararet (ısı) gibidir, dünyanın rahatlığı...

Dünyada zor olan, nâmerde (alçaklara) muhtaç olmaktır. Ondan ötesi boştur, boşuna çabadır. Nâmerde muhtaç olmamak için çalışmalı, zamanın kâfirlerine - zalimlerine muhtaç olmamalidir.

Ancak, Din ve devlet için fazla çalışmak vardır. Devletin kuvveti, toplumun fazla çalışmasına bağlıdır. Devletin kuvveti ve bekası (devamlılığı),Dinin ve toplumun bekasıdır.

 Dünyanın dar günü de vardır, bol günü de... Zaten doğada negatifsiz olgu var mı ki?.. Günün yansı karanlıksa, yarısı da aydınlıktır. Ancak Tanrı, kendisine **"bol günde"yalvarana, "dar gününde**" yetişir.

Dar günde "her kişi" Tanrı'ya yalvarır, sığınır. Bol günde ise, "Erkişi!.."

Maneviyatta da Salik (Tanrı Yolcusu), Tanrı'nın hükümlerine boyun eğecektir. Kendinden ileri bir Derviş gördüğünde O'nu kıskanmayacak, "O benden daha layık ki; Tanrı, O'na vermiş" diyecek, "O'nun daha da ilerlemesini isteyecektir."

Haset (kıskançlık), İblis sıfatıdır.

Tanrı çok cömert ve çok zengindir. O'nun varlığı hepimize yeter de artar bile... Tanrı, sahili olmayan Nur denizidir, Tanrı, iyi niyetle çalışana ve sabredene Önünde sonunda verir.

Maneviyatta türlü haller vardır. Onun da kendine özgü zorluklan, çetin günleri, sıkıntıları olur. İşte azimli Yolcu, bütün bunlara sabredecek. Tekâmül edecektir ki sonunda, sonsuz devlete, "Ebedi Hayata" kavuşsun. Tanrı ve Peygamber'in (a.s.v.) katında mutlu olsun. Onlarla sonsuz mutluluğa, her an tazelenen güzelliklere kavuşsun...

-"Külle yevm'in hüve fi şa'n -Tanrı, her an bir inkılâbtadır (hep güzele, İyiye doğru...)"(Rahman-29),

Yunus'un, "Hergün doğucularız, kim bizden usanası..."

Diye dile getirdiği gerçek, yukarda sözü edilen Ayetin doğru anlamıdır.

Doğadaki her an yenilenme, hep güzele ve iyiye gidiş, olgunlaşma da bunu göstermiyor mu?..

Tanrı, "her an bir tecellide, bir inkılâbtayım" buyuruyor yani

Tanrı, hareket halindedir. Zira Tanrı, "Hay -Canlı"dır.Her an tecellideyim, belirmedeyim demek, ne demektir?.. Âh!,. Birazcık olsun bu Âyeti, skolastiklerimiz (tutucular) ve de ilericiyiz diye ortaya düşmüş, kimseler düşünseydi!..

Ama belki o zaman da biz ilericiyiz, inkılâpçıyız diyenler, Kur'an'a inanmayanlar; Müslüman olurdu. Doğaya ve teknolojiye gözünü kapamış yobaz da kâfir olurdu!..

Bu Âyetin sonsuz büyük ilim, irfan saçan ışık ve Nuru karşısında!..

(117) "Dünya, Mü'minin zindanı, kâfirin cennetidir." Suyuti, Camiussagir, C.2, S.243 Hanbel, Müslim, Tir m izi, 500 Hadis'ten.

Paylaş: