Allah’tan başkasını (putları) Veli edinmekle ilgili Âyetler

Bakara:107, 257, Âl-i İmran: 28, En’am: 51, 70, Tevbe: 116, Secde: 4, Şûra: 8,9,31,44, Nisa: 76,139,144, Mâide: 51, 57, Tevbe:23, Hud: 20, 113, Râd: 16, İsra: 97, Kehf: 102, Furkan: 18, Ankebut: 41, Zümer: 3, Şûra: 6,9,46, Casiye: 10, Kehf: 44, Enfal: 40, Hac: 13, Duhan: 41 ,Âl-i İmran: 150, Yunus: 30 Kur’an’da geçen “Mindunihi-Allah’tan öte” ibaresi ile hep müşriklerin, ilâh diye taptıkları yapma, yontma putlar, heykeller kastedilmiştir. Bütün İslâm bilginleri bunu böyle kabul etmişlerdir. Hiçbir Müslüman, Peygamberlere ve Velilere hizmet ederken onları Allah’tan öte ilah olarak kabul etmemişlerdir. Mindunihi-O’ndan (Allah’tan) öte ibaresi ile Nebiler, Veliler değil; yapma, yontma putlar, 0 putların heykelleri kastedilmiştir. Peygamberin ve Velilerin düşmanları bu Âyeti saptırarak kavram karışıklığı yaparlar. Her müslüman, Allah’ı bir bilir. Enbiya ve Evliya’yı İnsan-ı Kâmil’i, Allah’ın Nebisi ve Velisi, dostu olduğu için sever, sayar. Hürmet eder. Hizmet eder. Gönüllerini hoş tutar.

Çünkü en büyük Âlim, Ârif yani irşad’çı; Hakkı öğretici Nebiler ve Ârif Velilerdir. Onlar en büyük hocalardır. Muallimler ya da öğretmenlerdir. Mukarebun-Hakka yakın olanlardır ve Allah’u Taâla ile ilişkileri vardır. Uyduruk ilâhların (putların) Allah’la ilişkileri yoktur.Zira Allah’tan başka ilâh zaten yoktur. “Vessübikunessabikun ülâike’l mukarrebun-Sâbikunlar, mukarrebunlardır. Allah’a yakın olanlardır.” (80) (Vâkıa: 10-11).

İşte bunlar Âlim, Ârif Nebiler ve Velilerdir. Allah’a yakındırlar. Allahla ilişkileri vardır. Mukarrebun, sevilecek, sayılacak ve hürmet edilecektir. Âdeme ve Kur’an’a secde bu anlamadır. Tapma anlamına değildir!.. Enbiyaallah, Evliyaallah ve Mukarrebun Âyetleri Kur’an ile sabittir.

“Vealleme Ademel esme külleha – Âdeme bütün isimleri öğrettim.” (Bakara: 31) Öyleyse Âdem, Meleklerden daha âlim, “alim-i küll”dür. İlim ise Allah’ın Sıfatıdır. Bu İlâhi Sıfatı taşıyan Âlim insan’a secde edilir. İlim ise üstünlük verir. Üstünü tâzim, büyükleme gerekir.Âlimi büyüklemeyen, Onu sevmeyen, Allah’ı sevip saymamaktadır. Âlime secde, ilme ve ilmi taşıyan Allah’ın emri olan Ruhadır. İlme ve Ruha secde, Allah’ın Sıfatınadır. Sıfata secde, Zât’a sayılır. Ey Âdem’e secde etmeyenler bir düşünün: Âdem’deki mukaddes cevheri, Ruh-u İlâhiye’yi Âdem’in bütün isimleri öğrenme kabiliyeti vardır. Bütün isimleri yani külli şeyi kim bilir?... Her ismi bilmek her şeyi bilmek demektir. Melekler her ismi bilmez. Öyleyse nizalarında haksız çıktılar. Rabbın huzurunda kendilerine külli ismi bilen Âdem’in yüceliği isbatlandı. Onlar da nizalarında ileri gitmeyip Âdem’in, kendilerinden bilgin olduğunu kabullenip O’na secde-hürmet ettiler (81) Sadece İblis etmedi. Hürmet, secde ilme ve o ilmi öğrenmeye müsait, yetenekli olan Âdem’deki Allah’ın Emr-i Kelimi olan Pâk-Ruh’a idi. (82) Cesedine değildi. Cesede secde etselerdi, mahluka secde ettiklerinden melekler, müşrik olurdu. Hayır. Hayır. Âdem’in bedenine üfürülen Ârif ve Âlim, Allah’ın emri, kelimesi ve mukaddes nefesi yani Âlim (Ruha-Em’re) idi. Allah’ın emri ve ilmi ise Allah’ın mahluku değil, Allah’u Taâla’nın Sıfatıdır. “Ela lehü’l halku ve’l emr - Dikkatl Halk da emir de Allah’ındır.” (Araf: 54). Bu Âyet emr’in ayrı şey, Halk’ın ayrı şey olduğunu açıklar. Kur’an da Allah’ın Emr’idir. Onun için Halk değildir. ** “Kulir ruhü min emri rabbi - De ki Ruh, Rabbımın emrinden” (İsra: 85) ** Kur’an ve Ruh, Rabbın emridir. Rabbın emri, Rabbın mukaddes kelimesi, mukaddes nefesidir. Allah’ın emri, kelimesi ise Allah’ın Sıfatı’dır. Allahu Taâla’nın Sıfatı’na Secde, Zâtına sayılır. Zira Allah’ın Sıfatı da, Kadim Allah’ın Kadim Sıfatıdır Sıfat vücud değildir ki ikinci bir vücud’a (var’a) secde edilmiş olunsun. Sıfat, Allah’ın Zâtı ile kâim Nurudur. Allah’ın Zâtı da Nur’dur. Nur ise bir tanedir. Oda Vücud-u Mutlak, Rab, Allah’tır. Ruh-u Kudsi ki Onu, Âdem-İnsanı Kâmil olan Veliler ve Nebi- ler taşır. 0 nedenle Allah’ın emrinden başkası olmayan Kur’an ve Ruha (Âdem’e) secde etmeyen; Yani Hakkın Sıfatı olan Kur’an ve Âdem’deki Kudsi Ruh’a secde etmeyen, Allah’a secde etmemiş olur. İblis’in durumuna düşer. Maazallah.

80) Sabık, Allah’a en yakın olan, Ruhi tekâmülde en ileri seviyeye erişmiş makbul ve muhterem kişi... 81) Bkz. Kur’an-ı Kerim, Bakara: 30,31.32,33

82) “Âdem’e ( İnsan’a) Ruhumdan üfürdüm-ilettim” (Sâd: 72)

Paylaş: